Aksa Tufanı – Şiir
GÖZ BEBEĞİM GAZZE’M
Can Gazze’m, canım Gazze’m, cananım Gazze’m
Üzdüler mi seni Gazze’m, kırdılar mı seni Gazze’m
Biz bu işin neresindeyiz söyle bize Gazze’m
Haklısın böyle kardeşlik olmaz olsun Gazze’m
İşgal ettiler sustuk, bizi affet Gazze’m
Vurdular, kırdılar sustuk, bizi affet Gazze’m
Kadın, çocuk, yaşlı demediler bizi affet Gazze’m
Bu nasıl Müslümanlık’tır bizi affet Gazze’m
Biz de izledik sanki bir film gibi Gazze’m
Gücümüz yetmedi gelemedik dua ettik Gazze’m
Sözlerin, gözlerin bizi aradı farkındayız Gazze’m
Ama biz çoktan mağlup olduk, yenildik Gazze’m
Uğur ERDEM
ATEŞ ÇEMBERİ
Filistin toprakları canhıraş bir hal aldı,
Küçücük çocuklar bile şehadet şerbetini tattı.
Bu kederli, zulüm gören şehrin vebali,
Uyuyan, sesi çıkmayan Müslümanlara kaldı.
Yeni doğmuş çocuklar, ateş çemberinde kaldı!
Mahzun feryatların sesi yürekleri dağladı,
Bir arslan gibi kükreyip buna dur demenin yerini,
Oturup bu zulmü film gibi seyretmek aldı.
Bunlardan dilhun olanların sesi yetersiz kaldı.
Acımasız Siyonist güçler Kudüs’ü esir aldı.
Mescid-i Aksam dinimin ilk kıblesi,
Tekbir sesleri yerini çocuk feryatlarına bıraktı.
Meyus bir ümmet kendince çırpındı.
Elinden bir şey gelmeyince cefası arttı.
Bu zalim durmak bilmeyen İsrail’i,
Adaleti ve gazabı büyük olan Allah’a bıraktı.
Haddizatında İslam beldesi olan Mescid-i Aksa’ydı
Çocuk katili İsrail’in döktüğü kanlar buladı.
Peygamberin ümmetine bıraktığı güzide emanete,
Bugün, Müslümanlar ilk kıbleye sahip çıkamadı.
Huzuru bekleyen şehir Kudüs yalnız kaldı,
Güzel günleri tarihte özlemle kaldı.
Sabret Aksa’m elbet bitecek bu zulüm;
Kardan aydınlık bir sabahın doğmasına az kaldı.
Ahmet Yasin AKTÜRK
BİR ÇOCUK TANIDIM FİLİSTİN’DE
Bir çocuk tanıdım Filistin’de
Annesinin koynunda kazılmıştı mezarı
Elinde oyuncağı yerine taş dolu sapanı
Uyuyordu bomba patlayan kırık beşiğinde
Bir çocuk tanıdım Filistin’de
Cevap veremedi kardeşinin aciz sesine
Gözleri göremez oldu babasının ölümüne
Duyuyordu özlem ailesinin gül kokan cesetlerine
Bir çocuk tanıdım Filistin’de
Müslümanların gayretini sordu bana
Sustum sustum ve daldım uzaklara
Cevaplarım saklandı o mahrur bakışlara
Bir çocuk tanıdım Filistin’de
Karnı sırtına yapışmış üstüne bağlamıştı taş
Onun gibi minik yürekler de bulamamıştı aş
Tankların gezdiği sokaklarda kalmamıştı baş
Bir çocuk tanıdım Filistin’de
Sabrediyordu sabır üstüne Eyyüb misali
Tüfeğin üstüne yürüyordu korkusuzca Ali misali
Esirlerine engin merhamet besleyen Ebû Bekir misali
Bir çocuk tanıdım Filistin’de
Yanına yaklaştıkça geliyordu bir ses
Acının tatlı tebessümü altında mahbes
Cennet kokan şehitlerin başında herkes
Bir çocuk tanıdım Filistin’de
Peygamber müjdesine olmuş mazhar
İnsanlar hayret ve gıptayla ona bakar
Melekler bir bir mübarek beldeye akar
Bir çocuk tanıdım Filistin’de
Baktı uçsuz semaya cevap ararcasına
Bekliyordu göğün askerlerinin altında
O da biliyordu artık mukaddes zafer yakında
Hasan AKA
AKSAM
Ey Kudüs!
Bir sevda çınarısın içimde büyüyen
İçimde ki gök kubbeyi sarpa saran.
İslam’ın şahlanacağı güzel aksam.
Zeytin ağaçlarının ve beyaz güvercinlerin başkenti.
En masum göz yaşlarının aktığı mübarek toprak.
Toprağına akan göz yaşları yüreğimi dağlıyor.
Uğruna dökülen tertemiz kanlar,
Gözlerimi kan çanağına çeviriyor.
Ey aksam.
Yüzümü sürsem mabedine.
Dilime Prangalar vurulsa, kalbime mühür.
Seni sevmekten vazgeçer mi bu gönül.
Davamın ince gülü.
Gül kokuyor yolların.
Peygamber konmuş semana.
Gök kubben şemsi imrendiriyor.
Parıltısı İslam’ın şahlanacağı günün müjdecisi.
Ezanlar ki hiç dinmesin dilinde.
Ebed müddet bekliyoruz o mübarek günü.
Düşlerimiz dualara emanet.
Hep bir ağızdan yükselen tekbirler.
Bir Selahattin doğuruyor.
Yusuf UZUNAY